UĞUR VE UĞURSUZLUK
Misbah Hicri

UĞUR VE UĞURSUZLUK

Bu içerik 1742 kez okundu.

İnsanlar yaşamı boyunca soyut ve somut olsun,  canlı ve cansız varlıkları  uğurlu ve uğursuz diye sınıflara ayırmışlardır. Bunların arasında ev eşyalarından günlük yaşamda kullandığımız her şey sayılabilir. Soyut varlıklar gözle görülmeyen ama varlığını kabul ettiğimiz batıl inançları arasında yer alan cin, peri vesaire varlıklara bağlanan inançlardır.

Doğadan kopuk olan bu inançlar ermiş kişilerce bilindiği, ayrıca yorumdan sanıların açıklanışından doğan inançlar olarak gösterilebilir. Eski çağlardan bu güne yansıyan bu inançlar hala toplumuzda özgün bir şekilde varlıklarını korumaktadırlar.

Bazı evlerde doğan bir bebeğin ya da eve gelen bir geline bile bu yakıştırmalarda bulunanlara rastladım. Oturduğum mahallede bir eve gelin geldiği evin kadını bir gün sonra ölünce uğursuzluğun gelin de olduğunu söylediler. “Ayağı bize uğurlu gelmedi” gibi söylemlerle uğursuzluğunu dile getiriyorlardı. Konu açıklanınca olaylar büyümeden bazı ehli kamil insanların araya girmesiyle kapandı. Aslında kadının gelin gelme telaşı ve çektiği yorgunluk aşırı stres onun zaten sıkıntılı olan kalbinin durmasına neden olmuştu. Kimseler onu bilmedikleri gibi hastalıklı olmasını da umursamıyordu.

                Bir evin bir bebeği doğduğu gece onların ineği ölmüştü o çocuk büyüyene kadar hep uğursuz olduğu söylenirdi. Yeni alınan bir evde kimi işlerin ters gitmesinden hastalanmak kaza geçirmek gibi evin uğursuzluğuna delalet olarak gösterilirdi. Bu ev uğurlu gelmedi, göz değdi gibi söylemler...

                Hayvanlara gelince uğursuzluğun başında karga gelir. Halkın inancına göre bir evin çatısına birkaç kez bir karganın gelip konması ve çirkin sesini etrafa yayması uğursuzluğun habercisidir. Onun için karga bir evin terasına saçağına çatısına konduğunda mutlaka bir şeyler fırlatılarak uçurulur. Dualar yapılarak, sadakalar verilerek gelecek belalardan korunma adına ...

                Baykuşunda kargadan geri kalır yanı olmadığı söylense de  baykuşun viraneleri mekân etmenin sebebi, bir söylenceye göre orayı cinlerden korumak gelip geçen yolcuların orada korkmaması için olduğu rivayet edilir. Kanatlı hayvanların olduğu yerde cinler yırtıcı hayvanlar yoktur demektir.

                Uğurlu ve uğursuz sayılsın sayılmasın kimi hayvanların dokunulmazlıkları vardır. Bunlardan uğurlu sayılanlar kedi, yusufcuk (kumru) kuşu, örümcekler, kelebekler, kimi böcekler,  kertenkele kırlangıç, leylek ve mavi güvercinler bu hayvanlardan bazılarıdır. Hele bu hayvanlara gece ve toplu baskınlar büyük tehlike ve uğursuzluk getireceğine inanılır.

                Uğursuz olup ölümü hak eden; yılan, akrep, çıyan kırkayak diye isimlendirilen hayvanlardır.  Sebebine gelince. Şeytan yılan kılığına girip Hz. Âdemi yasak edilen meyveden yemesine sebep olduğu bu nedenle Cennetten kovulmasına neden olduğu söylenir. Onun için yılan düşmandır.  Diğerleri de zehirli ve insana zarar verdiklerindendin. Oysa tüm hayvanların dünyanın dengesini korumakla yükümlü olduğunu bilmeliyiz.

Akrep çıyan kırkayak gibi zehirli hayvanlar hep aynı kefeye konulur ve öldürülür. Kumkuma (keler) ın. Hz. İbrahim efsanesinde Hz. İbrahim’in atılacağa ateşe üfleyen hayvandır. O da görüldüğü yerde öldürülmesi söylenir. Örümcekler zehirli olanları olduğu gibi zehirsizleri de vardır. Ancak bir evde ağ kuran bir örümceğin o evi viraneye çevirmesi söz konusu, onun için ağ ördüğü yerler hemen temizlenir. Kimi örümceklerin öldürülmemesi söylense de uğursuzluk sayıldığı için öldürülür yuvası temizlenir.

 Örümceğe saygı gösterilmesinin nedeni Hz.peygamberin hıra mağarasına sığındığı zaman kapısına ağ geren hayvandır. Güvercinde mağaranın ağzında yuva kurması ona kutsallık ve saygı kazandırmıştır. Günlük yaşamda sürekli karşılaştığımız kimi bitki ve ağaçlarda uğur ve uğrusuzluktan nasibini almışlardır. Kimi gelişi güzel olaylar bitki ve ağaçlarında uğur ve uğursuz olmaktan nasibini almalarını neden olmuştur.

Ceviz ağacı ekenin ektiği ağaç boynu kadar kalın olduğunda ekenin öldüğüne inanılır. Bunun için birçok kimsenin ceviz ağacının ekiminden uzak durduğu rivayet edilir. Cevizin kutsiyetine gelince ceviz ağacının gövdesi bir dönemde herhangi bir insan veya hayvanın gövdesine resimlediğine inanılır. Resimlenen insanın da öldüğü söylenir. Onun için çoğu insan ceviz ağacının gölgesinde uyumaz.

Meşe ağacına da beddua yapıldığı ve dünya var oldukça odunun ateş olarak yakılacağı söylenir. Sebebine gelince hiçbir ağaç Hz. İbrahim’in ateşinde yanmamasına karşı meşe odunu yanmıştır.

 

DİĞER YAZILAR
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
MSB: Son 1 haftada 54 terörist etkisiz hale getirildi
MSB: Son 1 haftada 54 terörist etkisiz hale getirildi
Öztrak, Princeton Üniversitesi'ne gitti
Öztrak, Princeton Üniversitesi'ne gitti