GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200)

GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200)
GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200) Göbekli Tepe arkeolojik alanı, büyük ve yekpare kireçtaşından yapılmış T-biçimli dikilitaşların ön plana çıktığı yuvarlak-oval ve dörtgen yapılardan oluşan etkileyici anıtsal mimarisi nedeniyle son yıllarda dünya medyasında geniş bir yer bulmuştur. Bu yapılar İlk Neolitik Dönem­­­­­­’e tarihlenmiştir ve törensel amaçlarla kullanıldıkları düşünülmektedir. İnsan elinden çıkmış olan en eski megalitik yapılar olarak gösterilen bu yapılar tarih öncesi dönemlerde burayı inşa eden insanların özellikle törensel ihtiyaçlarını karşılamak için inşa edilmişlerdir. Göbekli Tepe, 1400 yıllık bir sürede, doğal bir kireçtaşı plato üzerinde biriken arkeolojik dolgulardan oluşan (arkeolojik kalıntılar, enkaz ve çöplükler) tepeler ve bunları ayıran çöküntü alanlarının yer aldığı büyük bir yapay tepedir. Göbekli Tepe, MÖ yaklaşık 9600 ve 8200 yılları arasında, Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA, MÖ 9600-8700) ve İlk Çanak Çömleksiz Neolitik B (EPPNB, MÖ 8700-8200) (Şekil 1) dönemlerinde oluşmuştur.

GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200)
Şekil 1: 2010 yılında Göbekli Tepe, güneydoğu platodan görünüm. (Foto: DAI, Göbekli Tepe Projesi) Göbekli Tepe Şanlıurfa ilinin yaklaşık 15 km kuzeydoğusunda, deniz seviyesinden 770 metre yukarıda yer alır. Bulunduğu nokta güneydeki Harran Ovası’na, batı/kuzeybatıdaki Şanlıurfa il merkezine ve Kaşmer Dağı’na ve güneydoğudaki Tektek Dağları’na hakimdir. Havanın açık olduğu günlerde kuzeyde Doğu Toroslar ve kuzeydoğuda Karacadağ Volkanı ufukta görülebilmektedir. Göbekli Tepe’nin kolayca görülebilen konumu tesadüfi değildir ve bu alanın tarih öncesi dönemde burayı yapan insanlar için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Göbekli Tepe’deki arkeolojik çalışmaları 1995 yılında başlatan ve aramızdan ayrıldığı 2014 yılına kadar çalışmalarını sürdüren, ismi alanın keşfiyle ve araştırmaların ilk yirmi yılıyla birlikte anılan Klaus Schmidt, Göbekli Tepe’nin yakınlarda yaşayan İlk Neolitik Dönem toplulukları için önemli bir tören merkezi olduğunu belirtmiştir (Şekil 2).

GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200)
Şekil 2:KlausSchmidt 2010’daGöbekliTepe’de (kuzeybatı alanı).(Foto:DAI,GöbekliTepeProjesi). Göbekli Tepe’nin en bilinen özelliklerinden olan T biçimli dikilitaşlar, taş ve kemik aletler kullanılarak alanın yakınlarındaki kireçtaşı platoda yer alan taş ocaklarından elde edilmişlerdir. Daha sonra, dikilecekleri yere taşınmış ve/veya yine kolayca erişilebilen yerel kireçtaşından yapılmış taş duvarların içine yerleştirilmişlerdir. Göbekli Tepe’de bugün görülen yapılar, alandaki ilk inşa edilen yapılar değildir. Kazı alanında bugün gördüğümüz, 1400 yıllık bir sürede gerçekleşen inşa faaliyetlerinin, yapıların üzerlerinin örtülmesinin ve yeni yapıların inşa edilmelerinin bir sonucudur. Bu sürede, yapılardaki duvarlar ve dikilitaşlar aynı ya da başka bir yapıda yeniden kullanılmak için asıl yerlerinden kaldırılmıştır. Günümüzde böyle bir süreci ‘geri dönüşüm’ olarak adlandırabiliriz. Bugüne dek dokuz anıtsal yuvarlak-oval yapı kazılmıştır ve bu yapılar keşfedilme sıralarına göre A’dan H’ye kadar isimlendirilmiştir (Şekil 3). Bu yuvarlak-oval yapılar genellikle daha alçakta olan çöküntü alanlarında keşfedilmiştir, bu nedenle alandaki en eski yapılar olmalıdırlar ve bunlardan bazıları yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Büyük boyutlu anıtsal yapılara ek olarak, daha küçük boyutlu olan dörtgen biçimli çok sayıda yapı bulunmuştur. Bu dörtgen yapılar tepenin yüksek kısımlarında ve yamaçlarda yer almaktadır ve alanın en son kullanıldığı döneme (EPPNB) tarihlenmektedir. Anıtsal boyutlardaki yuvarlak-oval yapılarla karşılaştırıldığında, dörtgen yapılar daha küçük T biçimli dikilitaşlara sahiptir ve bu dikilitaşlar alçak sekilere ya da duvarların içine yerleştirilmiştir (Şekil 4). Anıtsal yuvarlak-oval yapıların neredeyse tamamında daha uzun iki adet merkezi dikilitaş (5.5 metre uzunluğuna varabilen) yer alır ve bu dikilitaşlar bir ya da farklı evrelere tarihlenebilen birden çok taş duvarla çevrilmişlerdir. Bu duvarların içerisinde belirli aralıklarla sıralanmış birden çok T biçimli dikilitaş yerleştirilmiştir, duvarlar içerisindeki dikilitaşlar merkezdeki iki dikilitaştan her zaman daha kısadır. Megalitik yapılardan üçü (C, D ve E) özenle düzeltilmiş doğal kireçtaşı plato üzerine inşa edilmiştir. Bunlardan E Yapısı’nın üst yapısı günümüze ulaşamamıştır, C ve D Yapıları’nın iki merkezi dikilitaşı doğal kireçtaşı ana kaya üzerindeki özenle işlenmiş platformlar içerisine yerleştirilmiş halde bulunmuştur. Yuvarlak-oval biçimli anıtsal yapıların çatılarının olduğu ya da gökyüzünün görünüp görünmediği konusunda hala süren bir tartışma söz konusudur. Şu anda, yapıların çatıyla örtüldüğü hipotezi mimari incelemelere göre muhtemel görünmektedir. Yine de, yapıların uzun ‘yaşam döngüleri’ boyunca üstlerinin hem açık hem de kapalı olduğu farklı dönemler yaşanmış olabileceği de göz ardı edilmemelidir.

GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200)
Şekil 3: Göbekli Tepe, koruyucu üst örtü inşasından önce ana kazı alanından güneye bakış. Oval-yuvarlak biçimli anıtsal D Yapısı’nın iki merkezi dikilitaşı ön planda açık bir biçimde görülebilmektedir ve oval biçimli duvar içerisine yerleştirilmiş olan ‘dikilitaş insan’ topluluğu tarafından çevrelenmiştir (Foto: DAI, Göbekli Tepe Projesi). Bugüne kadar kazılmış olan büyük boyutlu anıtsal yapılardan en korunmuş olanı D Yapısı’dır (Şekil 3). Özellikle bu yapıda T biçimli dikilitaşların antropomorfik (insansı) özellikleri belirgindir. T’nin en üst kısmı ‘dikilitaş vücudunun’ baş kısmıyken, gövde ve bacaklar dikilitaşın gövde kısmında temsil edilmiştir. D Yapısı’ndaki iki merkezi dikilitaşta bu durum, alçak kabartma biçiminde yapılmış el ve kol gibi ilave anatomik ögelerle vurgulanmıştır. Gerdanlık, kemer, kemer tokası ve peştamal gibi kıyafet ve aksesuarlar da alçak kabartma biçiminde tasvir edilmiştir. Yukarıda belirtilenlere uygun olarak, Göbekli Tepe’deki yuvarlak-oval biçimli anıtsal yapılar, iki merkezi dikilitaş figürünün daha küçük ‘dikilitaş insan’ topluluğunun ortasında durduğu buluşma yerlerini akla getirmektedir.

GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200)
Şekil 4: Göbekli Tepe, güneybatı tepede yer alan ve en son evreye (EPPNB) tarihlenen dörtgen yapılar. 2016 yılı Mayıs ayında çekilmiş hava fotoğrafı. (Foto: DAI, Göbekli Tepe Projesi). Göbekli Tepe pek çok sebepten dolayı eşsizdir. Bunlardan ilki ve en önemlisi, özellikle törenlerin yapılması amacıyla anıtsal (megalitik) yapıların inşa edildiği şu ana kadar keşfedilmiş olan en eski yer olmasıdır. Bu yuvarlak-oval yapılar alandaki en eski yapı evresi olan PPNA dönemine (MÖ 9.600-8.700) tarihlenmektedir. Bu yapılardaki T biçimli dikilitaşlar daha önceleri PPNB yerleşmesi Nevali Çori’de keşfedilmişlerdi, ancak ilk kez Göbekli Tepe’de PPNA döneminin yuvarlak-oval yapıları içerisinde ve 5.5 metreyi bulan, oldukça etkileyici uzunluklarda keşfedildiler.

GöbekliTepe(Çanak Çömleksiz NeolitikA- İlkÇanak Çömleksiz NeolitikB: MÖ 9600-8200)