Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Başkanlığımızda 21 yıl sonra ilk defa Ankara dışında yapılan bugünkü tarihi Kabine Toplantımız ile Ahlat’a ve Malazgirt’e verdiğimiz ehemmiyeti münhasıran göstermiş olduk. İnşallah bundan sonra da Malazgirt ruhunu yaşatmak ve gelecek nesillere taşımak için çalışmalarımızı çok boyutlu bir şekilde devam ettireceğiz.

Son Kabine Toplantımızdan bu yana ülkemizi hedefleriyle buluşturma mücadelemizi kararlılıkla sürdürdük. Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin 2024 yılı ikinci toplantısında ülkemizin savunma kapasitesini güçlendirecek kritik kararlar aldık.

Yerli ve milli imkanlarla geliştirmekte olduğumuz Çelik Kubbe Projemizin detaylarını görüştük. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşmak için durmadan, dinlenmeden, engellere takılmadan koşturuyoruz.

Dün Aksaz Tersane Komutanlığı’nda hizmete aldığımız projelerimiz, bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırmıştır. Piri Reis denizaltımızın saflarına katılımıyla birlikte donanmamızın caydırıcılığı daha da artmıştır.

Yeni tip denizaltı projemizdeki diğer denizaltılarımız da tamamlandıkça Türkiye, çok önemli bir güç çarpanına sahip olacaktır. Denizaltımızın, tersanemizin ve diğer deniz platformlarımızın tekrar hayırlı olmasını diliyorum.

Milletimizin takdiriyle geldiğimiz Cumhurbaşkanlığı makamındaki onuncu hizmet yılımızı muhteşem bir eserin açılışıyla idrak ettik. Adana ve Mersin’in yanı sıra tüm bölgeye hizmet edecek Çukurova Uluslararası Havalimanımız, yıllık 9 milyon yolcu kapasitesiyle gerçekten gurur verici bir eser oldu.

Ülkemizi ziyaret eden Katar Emiri Şeyh Temim ile ikili ilişkilerimiz yanında özellikle Gazze’deki katliamları ve ateşkes çabalarını konuştuk.

Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas’ı ülkemizde ağırlayarak, Filistin davasına olan sarsılmaz desteğimizi bir kez daha gösterdik. Sayın Abbas’ın Gazi Meclisimizde verdiği mesajlar, tüm dünya tarafından dikkatle takip edilmiştir.

 İsrail, tüm vahşetine, tüm barbarlığına, Gazze’de 10 aydır estirdiği teröre rağmen Filistin halkının direniş azmini kıramamıştır. Topraklarını kahramanca savunan, Filistin halkını bir kez daha saygıyla selamlıyor, zaferin er veya geç ama mutlaka Filistinli kardeşlerimizin olacağına yürekten inanıyoruz.

Güvenlik kuvvetlerimizi personel, teçhizat, araç gereç ve imkanlar bakımından güçlendirmeye devam edeceğiz.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkelerden biriyiz. Bunun en yakıcı etkilerini maalesef ormanlarımızda görüyoruz.

Küçük bir kıvılcımla başlayan yangınlar, zümrüt yeşili ormanlarımızın alev kırmızısına bürünmesine neden oluyor. Rakamlar, karşı karşıya olduğumuz tehdidin vahametini ortaya koyuyor.

 Geçtiğimiz yılla kıyaslandığında orman ve orman dışı yangın sayısı yüzde 53 artarak, 5 bin 540’a çıktı. Artan yangınlarla mücadele etmek için gereken her türlü adımı attık. Halihazırda filomuzda bulunan 27 uçak, 105 helikopter, 5 binden fazla kara aracıyla tarihimizin en güçlü Yeşil Vatan ordusuna sahibiz.

Hava araçlarımızın suya kolay ulaşması için havuz ve gölet sayımızı, 4 bin 744’e yükselttik.

Vatan savunmasında destanlar yazan İHA’larımızı orman yangınlarının tespitinde de kullanmaya başladık. 14 İHA’mız, 184’ü akıllı, 776 kulemizle ormanlarımızı, 7 gün 24 saat an be an gözetliyoruz.

Sadece geçen yıl, 2 bin 76 orman yangınını İHA’larımız aracılığıyla tespit ettik. Dünyada orman yangınlarıyla mücadelede İHA kullanan iki ülkeden biriyiz. Bu kapasitemizle yangına ilk müdahale süresini 40 dakikalardan 11 dakikaya indirdik.

Ayrıca 25 bin orman görevlimiz ve 130 bine yaklaşan gönüllümüzle Yeşil Vatan ordumuzu güçlendirdik.

2002’de hava araçlarımızın su atma kapasitesi 73 tonken, 4 kattan fazla artışla bugün 426 tona ulaştı.

Orman yangınlarıyla etkin mücadele noktasında yapılması gereken ne varsa hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Ancak bu konuda özellikle muhalefetin çarpıtmalarına, yalanlarına, kendi ihmallerini kapatmak için yürüttüğü iftira kampanyalarına maruz kalıyoruz.

Geçtiğimiz hafta ülke genelinde çıkan orman yangınlarıyla mücadele ettik. Düşük nem, yüksek seyreden sıcaklık ve aşırı rüzgar hızı sebebiyle 15-19 Ağustos tarihleri arasında tam 306 orman yangını çıktı. Bu yangınlara hem havadan hem karadan etkin bir şekilde müdahale edildi.

Sadece 15-19 Ağustos arasında hava araçlarımız, bin 640 saat mesai yaptı. Kara araçlarımızın toplam katettiği mesafe, 3 milyon kilometreye yaklaştı.

Yangınlara yalnızca havadan 25 bin 472 ton su atıldı. Tüm birimlerimizle, tüm ekiplerimizle tam bir seferberlik ruhuyla yangınları söndürmek için çalıştık, ter döktük. Bilhassa orman personelimiz, canlarını tehlikeye atma pahasına büyük bir özveriyle günlerce mücadele etti.

Devletimiz, her yangın çıktığında sadece alevlerle değil aynı zamanda muhalefetin körüklediği fitne ateşiyle de mücadele etmektedir. Bunu daha önce Marmaris yangınında yaşadık. Geçen sene
Mardin ve Diyarbakır anız yangınında yaşadık. Aynı iftira, yalan ve çarpıtma furyasına geçen hafta da şahit olduk.

Gözlerinin önünde uçan uçak ve helikoptere rağmen ‘Uçak yok’ dediler. Yangın başladıktan yalnızca 5 dakika sonra ilk müdahale yapıldığı halde, ‘Yangına müdahale edilmiyor’ dediler. Yeşil Vatan’ın korunmasında kritik rol üstlenen insansız hava araçlarıyla ilgili ahlaka sığmayan bir sürü iftira attılar. Daha bunun gibi pek çok dezenformasyonu ekranlardan, sosyal medya mecralarından ve gazete köşelerinden ortalığa boca ettiler.

Aslında biz bunları konuşmak, bunları gündeme taşımak istemiyoruz. Ancak muhalefetin giderek artan pervasızlıkları karşısında insanlarımızı doğru bilgilendirmeyi de bir görev biliyoruz.

81 vilayetimizin neresinde yangın çıkarsa çıksın, devletimiz süratle organize olmakta ve çok etkin biçimde yangına müdahale etmektedir.

Muhalefet belediyeleri, iş yapmak yerine yangın gibi bir meselede dahi siyaset yapma peşinde koşmaktadır. Bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur.

Yangının, depremin, doğal afetin şu partisi veya bu partisi olmaz. Ormanlar hepimizindir.

Yangınların kontrol altına alınmasından sonra bölgedeki vatandaşlarımızla telefon görüşmesi yaptım.

Daha önceki afetlerde olduğu gibi devletimiz, vatandaşının yanındadır. Yangından etkilenen İzmir, Bolu, Çanakkale, Manisa, Uşak, Aydın ve Muğla’daki vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Tam bir koordinasyon içinde çalışan Orman Genel Müdürlüğümüz başta olmak üzere ilgili bakanlıklara, kamu kurumlarımıza ve gönüllülerimize de teşekkür ediyorum.

Tek Millet, İki Devlet şiarıyla hareket ettiğimiz can Azerbaycan’ın Cumhurbaşkanı kıymetli kardeşlim İlham Aliyev’e buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum.

Zor günlerimizde her zaman yanımızda bulduğumuz, sıkıntılı günlerinde her daim yanlarında olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizle her alanda güç birliği yapmaya devam edeceğiz.

Aynı şekilde Rusya Federasyonu Başkanı Sayın Putin’e de yine aynı şekilde bir amfibi uçağı bize o dönemde göndermek suretiyle bu iki uçakla biz yangın söndürme işlemini çok daha rahat bir şekilde hamd olsun bitirdik.

Bu vesileyle vatandaşlarımıza bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum. Sıcak havanın etkisini sürdüreceği 15 Eylül’e kadar çok dikkatli olmaya devam edelim. Yüzde 90’ı insan kaynaklı olan orman yangınları konusunda azami hassasiyet gösterelim.

Yangına yol açacak, anız yakma, piknik ateşi, sigara izmariti atma gibi hususlardan lütfen kaçınalım.

Bugünkü tarihi Kabine Toplantımızda en önemli gündemimiz, Bitlis başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde projelerimizdi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine sabit fiyatlarla toplam 2 triyon liraya yakın kamu yatırımı yaptık. Şimdi bu tesislerimizi gerek şu anda çatısı altında bulunduğumuz gerek üst bölgede olan tesislerimizde durmadan usanmadan, üniversite gençliğimizi, ortaöğretim gençliğimizi buralarda başarılı öğrencileri eğitime alacağız. Buralarda kendilerini eğitime almak suretiyle inşallah yaz kış onlara en güzel şekilde bu eğitimi vereceğiz. Hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum.”

Hibya Haber Ajansı