Futbol, yalnızca bir oyun değildir. Onun arkasında emek, alın teri, inanç ve şehirlerin kaderi vardır. Ancak bazı kirli eller, bu temiz mücadeleyi kirletmekten geri durmuyor. Bugün tekrar aynı endişeleri taşıyoruz. Çünkü geçmişte yaşanmış bir acının benzeri tekrar kapımızda.


Şanlıurfaspor, 2016-17 sezonunda yaşanan ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran şike iddialarıyla adeta sarsılmış, sezona dair umutlarını saha dışı olayların gölgesinde kaybetmişti. Aradan geçen yıllara rağmen hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyan bu karanlık dönem, bugünlerde yeniden gündeme geliyor.

Zira Şanlıurfaspor, kaderini belirleyecek kritik bir maça daha çıkıyor. Rakip ise yine o dönemle adı birlikte anılan Manisaspor. Geçmişte yaşananlar, kamuoyunda doğal olarak yeni bir endişe dalgası yaratıyor. Camia haklı olarak “Yine mi?” diye soruyor.

Hatırlanacağı üzere; 2016-17 sezonunun son düzlüğünde Gazişehir Gaziantep Futbol Kulübü ile Manisaspor arasında gerçekleştiği iddia edilen şike pazarlıkları, futbolseverlerin vicdanını yaralamıştı. O dönem Şanlıurfaspor, bu skandalın ardından Türkiye Futbol Federasyonu’na başvuruda bulunmuş; Manisasporlu futbolcu İsmail Haktan Odabaşı’nın tape ve fotoğrafları ise sosyal medyaya düşerek büyük bir infial yaratmıştı.

Manisaspor yönetimi, söz konusu tapelerde ismi geçen oyuncusunu kadro dışı bırakmak zorunda kalmış, Etik Kurulu süreci başlatılmıştı. O günlerde yaşananlar, sadece sahadaki mücadeleyi değil, Türk futbolunun temiz geleceğini de sorgulatmıştı.

Bugün geldiğimiz noktada; benzer bir karşılaşma, benzer şartlar ve yine aynı kuşkular...


Ve maalesef aynı senaryo yeniden sahneye konulacak mı endişesi var. Şanlıurfaspor camiası, geçmişin acı tecrübesinden yola çıkarak bu karşılaşmada tüm olasılıkları göz önünde bulundurmak zorundadır. Zira o dönem yaşananlar sadece bir sezonu değil, yıllarca sürecek bir mücadelenin fitilini ateşlemişti.

Şanlıurfaspor yönetimi bu kritik mücadele öncesinde gerekli tüm tedbirleri almak zorundadır. Şike iddialarının gölgesinde kalmış bir takımla yeniden karşı karşıya gelinmesi, dikkatli olmayı şart kılmaktadır. Şehrin, takımın ve taraftarın kaderiyle kimse oynayamaz.

Bu yazının amacı ne bir suçlama ne de bir zan altına alma çabasıdır. Ancak geçmişin tanıklığında geleceğe dair sorumluluk almamız gerekmektedir. Şanlıurfaspor’un hak ettiği yerin alt ligler olmadığını herkes bilmelidir. Ancak bu mücadele adalet zemininde, hakkaniyetle verilmelidir.

Şanlıurfaspor’un kaderini etkileyecek bu maç öncesinde yönetim ve teknik heyetin, geçmişten ders çıkarması ve her türlü tedbiri önceden alması elzemdir.

Unutulmamalıdır ki futbol sadece sahada oynanmaz, aynı zamanda temiz ellerle yönetilirse değer kazanır. Şanlıurfaspor yönetimi bu süreçte uyanık ve dikkatli olmalı; ismi daha önce şaibeye karışmış takımların futbolcularına karşı azami hassasiyet göstermelidir.

Çünkü bu sadece bir maç değil…
Bu, geçmişin karanlığına yeniden gömülmemek için verilen bir mücadeledir.

Son söz yönetimin... Son söz futbolcuların... Ama asıl söz, bu güzel kentin onurunu koruma görevini taşıyan Şanlıurfaspor camiasınındır.


Temiz futbol, adil rekabet ve onurlu duruş için…

Tedbir alın. Sessiz kalmayın.