Şanlıurfa’da eğitim sürekli eleştirilerin odağında olan bir konu olarak hala güncelliğini koruyor. Sınavlarda ve Türkiye eğitim seviyesinde Şanlıurfa’nın yeri 81 il içinde son 10 il içinde yer aldığı biliniyor.
Her ne kadar sınavlarda illere göre başarı sırası verilmese de Türkiye geneli son sıralarda yer aldığımız bilinen bir gerçek olarak önümüze çıkmaya devam ediyor. Peki bu başarısızlığı kime veya kimlere borçluyuz? Biraz onun üzerinde durmakta yarar var. Bir ilin ülkenin eğitim politikası iyi kötü olması ülke genelini ilgilendirdiği için bir ile özgü ölçüt olarak almak objektifliği yansıtmaz. Yürürlükteki eğitim politikası bir il için başarı veya başarısızlıkta ölçüt alınamayacağı gibi onun arkasına da saklanmak da doğru değil.

Şanlıurfa’da eğitim siyasilerin gölgesinde hüküm sürüyor. Şanlıurfalı vekiller eğitimim il idaresini elinde bulunduran yapıya arka bahçe muamelesi yapması idarecilere kurumu eğitim yuvası yerine siyasi bir kulvar olarak görmesine yol açıyor. Şanlıurfa’da hükümetin verdiği ciddi desteklerin bulunmasına rağmen hala istediği yerde olmaması akıllara soru işaretlerini getirirken, bu insanlar hala bildiğini okumaya devam ediyor.

Şanlıurfa’daki eğitim kurumunun başı olan zat kentte göreve başladığı günden bu güne kadar camia da ikilemlerin doğmasına yol açtığı herkesçe bilinen bir gerçek olduğu saklanmaz hala geldi. Hem camiadan hem de halktan kopuk olan değerli zat bu girdiği yanlış yolu kendisi mi seçti yoksa bu şekilde yol mu gösterildi bilinmez ancak, kendisine bağlı her kurumda didişmelerin olduğu gelen bilgilerin arasında yer alıyor.

Özellikle hem ülkenin hem de ilin en büyük eğitim sendikası ile bu kadar zıt çalışan bir müdürün tek başına ‘ister doğru isterse de yanlış olsun’ benim dediğim olur şeklindeki önermesi ise ortada gün ışığı gibi duruyor.
Bunca noksanlıkların ötesinde eğitim camiasının kulislerine konuşulanlarda küçümsenecek bir durumda değil. Camia müdür beyin yaptıklarını pek benimsemiyor. Eğitimde kutuplaştırma, siyasi gücün dışında camiada kendisine güç oluşturma çabaları, liyakat ve ehliyet dışı atamlar, kendine yakın isimlere pozisyonlar ve daha birçok iddia eğitim camiasının gündeminde konuşulmaya devam ediliyor. Eğitim camiası bir önceki il milli eğitim müdürünü mumla ararken, mevcut müdürün bunu bilerek yaşanan sıkıntılara kulak tıkaması ise düşündürüyor.

 

RHA