DAIŞ’ın Suriye’de ilk kez bir ana bağlantı hattı kesildi
Suriye’nin kuzeyi, Kobanê’nin güneyinde Fırat Nehri kenarında bulunan Sirîn, Halep’ten Reqqa ve oradan da Hesekê’ye uzanan uluslararası otoyol üzerinde bulunuyor ve Halep, Cerablus, Minbic, Bab gibi kentlerin Reqqa ile bağlantı noktasını oluşturuyor. Ancak, tek bağlantı noktası değil. Suriye’de Şam’dan başlayarak, Suriye’nin diğer bölgelerine ulaşan üç uluslararası otoyol bulunuyor. Birincisi, Şam’dan başlayarak Palmira, üzerinden Deyr-e Zor’a ulaşıyor, ikinci yol da Şam’dan Suriye’nin orta kesimini oluşturan Hams, Hama, ve oradan da Halep, Mensura, Tabqa ve Reqqa’ya ulaşıyor. Üçüncü yol ise Halep’ten başlayarak Sirîn üzerinden Reqqa ve Hesekê’ye ulaşan yol oluyor.
Sirîn’in YPG denetimine geçmesi DAIŞ çetelerinin Reqqa’dan Halep, Cerablus, Minbic kentlerine en rahat ve kısadan ulaştığı en önemli bağlantısını kesmiş bulunuyor. Çeteler, Palmira’dan Şam’a oradan Hams, Hama, üzerinden Halep’e giden güzergahı da rejim ve diğer silahlı grupların denetiminde olması nedeniyle kullanamıyor. Geriye yalnızca Reqqa’dan Mensura, Tabqa üzerinden Halep ve Cerablus’a uzanan yol kalıyor. Sirîn’in YPG tarafından alınması ile birlikte DAIŞ çeteleri Suriye’de ilk defa bir ana bağlantı hattını kaybetmiş bulunuyor. Ancak, DAIŞ çetelerinin Suriye’nin kuzeyi ve orta kesimi ile Suriye’nin doğu ve kuzey doğusu arasındaki bağlantısı tümden kesilebilmiş değil.
Sirîn kasabasının YPG denetimine alınmasının genel planda askeri sonucu böyleyken, Cerablus, Kobanê hattı bağlamında ise net sonuçları var. Kobanê’ye güney cephesinden gerçekleşen tüm saldırıların üssü Sirîn kasabasıydı. Reqqa’dan gelen DAIŞ takviye ve lojistiği Sirîn’de toplanıyor ve buradan Kobanê’ye saldırılar gerçekleşiyordu. Sirîn, DAIŞ çetelerine Kobanê’ye saldırılar için bulunmaz bir zemin sunuyordu. Kobanê’de 25 Haziran günü katliam gerçekleştiren DAIŞ çeteleri saldırıyı Sirîn merkezli gerçekleştirmişti. Kobanê’ye yönelik büyük çete saldırısı ile başlayan kent savaşında da çetelerin en etkili olarak kullandığı güney cephesinin etkinliği Sirîn’den kaynaklanıyordu. O dönemde de Reqqa’dan gelen takviye ve silahlar, Sirîn üzerinden, Halep ve Hellince yolu kullanılarak Kobanê’ye ulaştırılıyordu. Sirîn’in denetime alınması bu çerçevede Kobanê’ye saldırların en önemli merkezlerinden birinin düşmesi anlamına geliyor. Kobanê, savunma sistemi Sirîn’in düşmesi ile birlikte yeni bir aşamaya taşındı.
Reqqa-Cerablus arasında bağlantı kesildi
Sirîn’in diğer bir net askeri sonucu da Reqqa-Cerablus bağlantısının kesilmiş olmasıdır. Sirîn hamlesinden önce Reqqa’dan Sirîn aracılığıyla Fırat Nehri üzerindeki Karakozak Köprüsü’nden Cerablus’a ulaşan hat bu noktaları tek bir parça haline getiriyordu. Sirîn’in alınması bu bütünlüğü ortadan kaldırdı. DAIŞ çeteleri artık Cerablus’a ulaşmak için Mensura, Tabqa, Minbic ve Bab hattını kullanmak zorunda ve bu dolayımlı yol Reqqa-Cerablus arasında bir bütünlük oluşturmuyor.
Yeni saldırı merkezine yönelik operasyonlarda avantaj sağlıyor
Sirîn’in özgürleştirilmesinin bir başka askeri başarısı da, bundan sonra Kobanê’ye saldırıların yeni merkezi olması beklenen Cerablus’a yönelik YPG/YPJ ve Burkan El Fırat güçlerinin olası bir operasyonunda önemli avantajlar sunuyor olmasıdır. Sirîn’in düşmesi ardından kaçabilen eleman ve silah gücünü ağırlıklı olarak Cerablus’a kaydıran DAIŞ çetelerinin Fırat Nehri’nin Cerablus tarafına yapmaya başladığı ağır silah yığınağı da yeni saldırı merkezinin Cerablus olacağı yönündeki öngörülerin haklılığını somut olarak ortaya koymaya başladı. Cerablus’a yönelik meşru savunma temelli bir YPG operasyonu durumunda Sirîn hem Reqqa bağlantısının koparılması hem de Cerablus’un kuşatılması açısından önemli avantajlar ifade ediyor.
Siyasal, toplumsal kazanımlar Girê Spi’den daha etkili olabilir
Sirîn’in alınması askeri olarak değil ama siyasi ve toplumsal olarak Gire Spi’den daha önemli sonuçlara yol açabilir. Rojava’nın bir parçası olan Gire Spi’nin alınması Rojava kantonlarının birleştirilmesi açısından tarihsel önemde ancak Rojava modelinin Suriye toplumuna taşınması anlamında Sirîn, hem tarihsel, toplumsal hem de coğrafik konumu itibarıyla çok daha etkili bir rol oynayabilir.
Sirîn ve çevresinde bulunan Cerablus, Minbic, Bab, Reqqa, Mensura ve Tabqa bölgeleri tarihsel olarak Emevi milliyetçiliğine dayanan BAAS milliyetçiliği ile devam eden Arap milliyetçi damarının en güçlü yaşandığı bölgeler. Bu kentler içerisinde Cerablus, özgün bir konumda. Eski bir Ermeni kenti olan Cerablus, BAAS rejiminin Araplaştırma politikası ile Ermenilerden arındırılarak onların yerine milliyetçi, muhafazakar Arap kesimleri yerleştirilmiş. Kürt halkına karşı anti propagandaların ve ön yargıların da yoğun olarak yaşandığı bu bölgelere Sirîn üzerinden taşınacak bir demokrasi modeli demokratik Suriye hedefinin gerçekleştirilmesini sağlayabilir.
Devrimin demokratik değerlerinin halklara taşinmasina açılan kapı
Rejim döneminde Kobanê’ye bağlı bir kasaba olan Sirîn, saydığımız kentlerin içerisinde en eski ve geçmişte siyasal ve toplumsal merkez olarak rol oynamış bir bölge. Tarihi üç bin yıl öncesine uzanan, bölgenin, Karkamış ve Şeran köyleri ile birlikte kültürel, siyasal, ekonomik ve dini merkezi olan üçgenin bir parçası olan Sirîn, Reqqa’dan daha eski. Bölgenin merkezi olabilecek bir potansiyele sahip olan Sirîn, Emevi geleneklerine dayalı, yeni ve farklı toplumsal, ekonomik ilişkilere, düşüncelere kapalı dokusu ve milliyetçi yapısı nedeniyle bu rolünü zamanla kaybetmiş.
Milliyetçi, muhafazakar bir bölgenin belki de en milliyetçi ve muhafazakar noktası olan Sirîn’de yaşanacak bir demokratik kırılma buradan tüm bölge ve Suriye geneline yayılan bir demokratikleşme dalgası yaratabilir. Gire Spi’de YPG’nin yönetimi halka devreden ve demokratik, halkların kardeşliğine dayalı uygulamaları Arap halkının algısında Rojava Devrimi ve Kürt halkına karşı oluşturulan ön yargıları sarsmaya başlamıştı. Sirîn ve etkilediği alanın bu konuda en fazla ön yargıya sahip alan olması hesaba katıldığında burada yaşanacak bir demokratik modelin Rojava Devrimi’nin demokratik karakterini Suriye geneline taşıyarak Suriye’nin siyasi ve toplumsal dengelerini alt-üst etmesini beklemek hayal değil. Bağlı üçyüz köy ve kent merkezi ile otuz bine yakın nüfusu bulunan Sirîn’de YPG/YPJ’nin ilk günlerde uygulamaları da burada oluşturulacak demokratik modelin işaretlerini veriyor. Halk ile kısa sürede kaynaşan ve onlara Sirîn’in kendilerine ait olduğunu, yönetimin kendilerine devredileceğini aktaran YPG, şimdiden büyük bir güven ve sempati yaratmış durumda. Kürt orjinli olsa da tüm Suriye halklarının savunma gücü olan YPG, bugüne kadar yaptıkları ile Arap halkı nezdinde de bu şekilde görülmeye başlandı.
Demokrasi düşmanları kaygılı
Sonuç olarak, askeri etkileri ile birlikte belirttiğimiz tarihsel, toplumsal özellikleri bakımından Sirîn, önemli gelişmelere yol açabilecek potansiyele sahiptir. Sirîn’in alınması DAIŞ çetesi ve demokratik Suriye düşmanlarını sadece askeri açıdan kaygılandırmıyor. Rojava Devrimi’nin demokratik özünün halklara sirayet etmesi ve halkların saltanatlarına ‘’dur’’ demesi ihtimalinin güçlenmesi de onları kaygılandırıyor.
Gire Spi’den sonra Sirîn ile birlikte savunmasını yeni bir aşamaya taşıyan Rojava Devrimi, Suriye halklarına doğru genişleyen ve demokratik değerleri giderek Suriye halklarına mal eden bir noktaya doğru ilerliyor.
ANHA

