DUALARI KENDİ DİLİMİZLE SÖYLEME
Misbah Hicri

DUALARI KENDİ DİLİMİZLE SÖYLEME

Bu içerik 1557 kez okundu.

Bugün  dini söylemlerin yöremiz de hala Arapça söylenmesi sessiz de olsa tepkilere neden olmaktadır. Nedeni; insanların ne söylendiğinin bilinmesidir. Taziyelerde olsun, mezar başında verilen telkınlerde  duaların Arapça söylenmesi insanların anlamadıklarından, manasını bilmediklerinden sitem etmektedirler.  Türkçe dualar ancak resmi çevrelerde özel durumlarda, sair zamanda hep Arapça söylenmektedir.

Arapça veya Türkçe dualar söylendiğinde  çok dikkat çekmese de  Kürtçe dua edildiğinde siyasi bir davranış olarak görülmektedir. Önemli olan duanın anlaşılır olmasıdır.  Duaların Kürtçe söylenmesine büyük bir tahammülsüzlük vardır. Kur'anı Kerim de Yaradan şöyle buyuruyor. “Yüzünüz ve diliniz benim ayetlerimdir.” Herkes kendi diliyle dua etmekten imtina etmemelidir. Duaların anlaşılır olması toplumsal hoşgörüdür. Bir makama anlaşılır olması için nasıl anlaşılır bir dille dilekçe sunuyorsak, duaları bir dilekçe kabul edersek Yaratan’a elbette kendi dilimizden yapmalıyız.

                Bu konuyu söyleyerek 1950 yıllarında Türkçe okunmak istenen ezan, Demokrat Partinin iktidarından sonra  ilk icraatı ezanın ülke çapında Arapça okunması oldu. Ezanın Arapçanın dışında bir dille söylenilmesi onun yüklendiği misyonu, ezanın içerdiği mesajı yok etmedir. İnanan herkes Ezanı Arapça çağrısından haz alır.  “Ey ezanı Arapça okuyanlar/ Allah Türkçe bilmiyor mu? Deseler de, her söz kendi dilinde kendi ahengi içinde söylenmesinin ayrı bir tadı vardır. Ancak dua ezandan farklı özellik taşımasından dolayı farklı dillerde söylenilmesinde bir mahsuru yoktur.

Bunun nedeni ezanı veya dini Türkçeleştirmek değil; anlaşılır olması önemlidir. Yanlışı yanlışla cevaplamak en büyük yanlıştır. Her millet kendi dinini kendi diliyle öğrenmeli, bu mesajı her dönemde yapılmıştır.  Milli bilinç ve dil meselesi olarak algılanmışsa da, devlet politikası olarak şekil bulamamıştır. İsrail'in ezanı men etmesi kabullenir bir durum değildir. İsrail dost kabul eden İslam ülkeler buna fırsat vermemelidirler.

Çeşitli dini ortamlarda diyanetin imamları bile ibadetin dışında imamların dualarını dilek ve temennileri Arapça yapmaktadırlar. Oysa söylenen dualardan yapılan dilek ve temennilerden kimsenin bir şey anladığı yok. Dua yapan kimsenin duraksama yerlerinde bazı kimseler "amin" demektedirler. Bir cenaze de Arapça ve Türkçe dua yaptım. Resmi giyimli biri bana yanaşarak teşekkür etti. Duayı anladığı için mutluydu.

Eğer "telkın" ölenin mezar başında  sağlar içinse kimsenin bir şey anlamıyor. Bir duyguyu, bir düşünceyi birinin belleğine sokma, ona aşılama anlamında yapılan dua, insanların anlayacağı dilde olmalı.  Kürt medreselerinde Arapça ders okunur, Kürtçe yorum yapılırdı. Türkçe eğitim veren yerlerde Arapça okunur Türkçe izahı yapılırdı.

Taziye evlerinde  hep duaları Arapça duymaktayız.  Türkçe söyleyenler çok az.  Kürtçe söylenmesi zaten suç gibi görülmektedir. Dua herkesin anlayacağı dilde olmalıdır. Bir Kürt köyünde sen Arapça dua edersen kimse bir şey anlamaz. Bir Arap köyünde sen Kürtçe söylesen anlaşılmayacağına göre herkesin anlayacağı dilde olması insanlığa ve dine hizmettir.  Sosyal bir olgu olan dua herkesin anlayabileceği şekilde dilde yapılması gerekir ki inananlar Allah’tan ne dilediklerini  anlasınlar ki “amin” (kabul ediyorum, onaylıyorum) desinler.

Dua kendi dilinde yapılmasında bir mahsur olmadığı şu örnekle ifade etmek istiyorum. Namazın on iki farzı vardır. Altısı namazın içinde, altısı namazın dışında, namaz dışında olan farzlardan biri niyettir. Niyeti herkes diliyle yapıyor. Artık bazı doğruları kabul etmemiz gerekir. Yanlışlarla kör topal yürütmek yerine, doğruları söyleyerek toplumsal yaşam içinde fazlasıyla yer etmesi daha efdaldır.

Kuran’ın Arapça inmesinin nedeni Arap bir bölgeye inmesidir. Herhalde başka bir dilde inmesi düşünülemezdi ancak Arapça bilmeyen Müslümanlar Kuran’ı kendi dillerinde okuma ve anlamı kadar anlamlı bir davranış olamaz. Ebu  Hanife  Arapçıyı bilmeyen bir Farise  Farsça kuran okuyarak namaz kılmaları için  cevap vermiştir. Bu konudaki dayanak İranlıların Selmanı Farisiye mektup yazarak kendileri için fatiha suresinin Farsça çevirisini okuyarak namaz kılmalarına hak tanımasıdır.

                Çağımızda dinin bu kadar anlaşılması en büyük nedeni anlaşılır ve bilinen dille yazılıp okunmasıdır. Bugün bu kadar Türkçe din kitabı olmasıydı. Kaç kişi dini Arapça okuyarak öğrenebilirdi.                Dinsel inancın doğruları en değerli yazı anlaşılır dille anlatılışı ve okunmasıdır.

 

 

 

 

 

 

DİĞER YAZILAR
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
A Doğal Gaz ve Elektrik A.Ş, ihalede 1. oldu
A Doğal Gaz ve Elektrik A.Ş, ihalede 1. oldu
Şenliklerde hentbol ve masa tenisinde kazananlar kupa ve madalyalarını aldı
Şenliklerde hentbol ve masa tenisinde kazananlar kupa ve madalyalarını aldı