SULTAN-I RESUL ŞAH-I MÜMECCEDSİN EFENDİM

SULTAN-I RESUL ŞAH-I MÜMECCEDSİN EFENDİM

Bu içerik 2505 kez okundu.

Varlığa ilk varan senin nurun oldu. Hilkat ağacının çekirdeği olarak yaratıldın. “ Sen olmasaydın Âlemleri de yaratmazdım” buyurdu yüce yaratıcı.

 

Sonra bir saray olarak şu âlem yaratıldı binlerce güzellik ve binlerce sırla. Ve derken misafirler gelmeye başladı küçük gruplar halinde.

 

Tâ ilk insandan itibaren her grubun başındaki rehber, önce varlığın Yaratıcısını anlattı, sonra da Seni (s.a.v.).

 

“Bir gün Kâinâtın Efendisi gelecek, eğer ona yetişirseniz itâat edeceğinize söz veriyor musunuz?” diyerek biat aldı onlardan.

Ve âlem Seni beklemeye durdu. Sultanlar sonda gelirlermiş, binlerce peygamberin ardından o kapıyı kapatan bir mühür olarak Sen gönderildin.

 

Semâ bayram yapıyor, arz bayram yapıyor, şeytanlar da şaşkınlık yaşıyordu.

 

Âlem nura gark oluyor, melekler Sana teşrifatçılık yapmak için birbirleriyle yarışıyordu. Sen gelmeden önce yine zulmetler ağındaydı Dünya.

 

Tek duyulan ses, zulmün hırıltılarıydı. Sen Aziz bir misafir olarak gönderildin ama Aziz bir misafir olarak karşılanmadın. Beşer Seni tanıyamadı. Vakıa sezenler de olmadı değil ama ekseriyetin gözü perdeliydi.

 

Beşer nasıl bir nimete gark olduğunun farkında değildi. Zalim gününü gün etme peşinde, mazlum iki büklüm, sefâhât da insanların boylarını aşmış vaziyetteydi. İnsanlık buhranlar içinde yaşaya dursun, Cenâb-ı Hakk “Habîbim” dediği kulunu, başına gelecekleri bildiği halde, âlemlere rahmet olarak gönderdi.

 

Sen geldin, karanlığı paramparça edip nuru yaymak için; Sen geldin, zevâl aklına gelmeyen zulmü yerle bir etmek için.

Artık yavrular analarından ayrılmıyor, masum çocuklar için mezarlar kazılmıyor, namuslar pâyimâl olmuyordu. Ebu Cehillerin sesi kesilmiş, Utbeler yere serilmişti. Her yanda Sıddıkların Kur'an tilaveti duyuluyordu. Hâsılı, cahiliyet asrını saadet asrına çevirdin Efendim(s.a.v.).    

        

SULTAN-I RESUL ŞAH-I MÜMECCEDSİN EFENDİM

BİÇARELERE DEVLETİ SERMETSİN EFENDİM

DİVAN-I İLAHİDE SER AHMEDSİN EFENDİM

MENŞUR’U LEAMRUK LE MÜEYYEDSİN EFENDİM

SEN AHMED-Ü MAHMUDU MUHAMMEDSİN EFENDİM

HAKK’DAN BİZE SULTAN-I MÜEYYEDSİN EFENDİM

 

Sen sadece asrında bulunanlar için değil, bütün ümmetin için sevgi besliyordun. Getirdiğin Kur'an da Seni ümmetine karşı harîs olarak anlatıyordu. Müminler için de hem Raûf (pek şefkatli) hem de rahîm (çok merhametli) olduğun belirtiliyordu.

 

Doğduğunda “ümmetim” dedin, hayatını onlar için yaşadın, türlü sıkıntılara katlandın, Mi'rac gibi ulvî bir seyahatten bile onlar için dönüp geldin.

Cennete buyur edildiğinde “ümmetim girmeden olmaz” girmem dedin. Ümmetinin sevinci Seni sevindirirken, hüzünlü durumu da üzüyordu. “Ben ümmetimle övünürüm” buyuruyordun, havzın başında herkese Kevser ikram edeceğini müjdeliyordun.

Fitneleri haber vererek onları uyarıyor, zarar görmemelerini arzuluyordun. Sıkıntılarında da onlarla beraber oldun. Ötelerde ümmetini sıkıntı içinde görünce başını secdeye koyup “ümmetim Ya Rabbi” diyordun. Aradan on dört asır geçti Efendim (s.a.v.) Asrımızda da zulmetler birbiri üstüne yığılmış.

Seni kafalardan ve gönüllerden kaldırmak istiyor, çağımızı cahiliye çağı haline getirmeye çalışıyorlar.

 

Herkes gibi biz de nasibimizi aldık bundan. Hissiz, heyecansız insanlar haline geldik. Seni hakkıyla sevemedik, yüreğimizi bütün derinliğiyle Sana açamadık bizse ya ailemize takılıyor, ya evlada takılıyor, ya dünyaya takılıyor ya da nefislerimize takılıyoruz.

 

Seni ne kendimiz anlayabildik, ne de başkasına anlatabildik. Kâh sağa tosluyor, kâh sola tosluyor. İnsanlık kıvrım-kıvrım kıvranırken biz kendi dünyamızı düşündük. Dünyevî makam peşine düştük. Düştük ve senden de ayrı kaldık. Tam bir gurbet yaşıyoruz.

 

Bütün bunlara rağmen asrımızın dertli sineleri boş durmadılar, insanlığa Seni anlatmak için didinip durdular. Yerinde hapishanelerde kaldılar, yerinde gururlarını ayaklarının altına aldılar ama hep Seni anlattılar. Ve bugün gönülleri Senin aşkınla dolup taşan binlerce insan var.

 

Dertleri sadece Rabbilerini anlatmak, insanlığa efendisini tanıtmak ve Senin “kardeşlerim” diyerek selam gönderdiğin kudsîlerin içinde olabilmek. Dünya bir kere daha saadet asrı yaşayacaksa bu yine seninle olacak. Ne olur bir kere daha doğ gönüllerimize ve bu asrın gariplerini garip bırakma.

 

Sinelerimize sevgini aşıla, aşıla da Senin için yanıp tutuşan deliler haline gelelim. Kâinata Seni

Duyurmak tek derdimiz olsun ve Seni duymayan bir insan görünce ızdıraptan iki büklüm olalım.

 

SEN BİZE LUTF-İ KEREMSİN ALLAHIN İHSANISIN HASTA OL MECRUH-I GÖNÜLLER DERDİNİN DERMANISIN DEVLET-İ RIFAT SENİNDİR BU CİHAN SULTANISIN ENBİYANIN HATEMİSİN HEM ŞEFAATKANISIN

 

Efendim Seni böyle bir yazıyla anlatmak benim haddim değil. Bugüne kadar binlerce peygamber aşığı, Söz sultanı seni anlatmaya çalıştı. Onların yanında söz söylemek hem o Zatlara hem de Senin için saygısızlık. Ama benim ki sadece bir şefaat arzusu. Ne olur bunu bir şefaat dilekçesi olarak kabul buyur ve saflarının arasında bize de yer ver. Medine-i Münevvere gelip Ravza-i muttahara önünde dua etmeyi bana ve ümmetine nasip eyle. Âmin Sana, âl ve ashabına binlerce salât-ü selam olsun.

 

Mevlid Kandili İslam âlemine ve tüm İnsanlığa Huzur, sağlık ve Şuur getirmesini temenni ederim.

 

 

Başka Yazıda buluşmak üzere Allah’a Emanet olun.

Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
MSB: Son 1 haftada 54 terörist etkisiz hale getirildi
MSB: Son 1 haftada 54 terörist etkisiz hale getirildi
Öztrak, Princeton Üniversitesi'ne gitti
Öztrak, Princeton Üniversitesi'ne gitti