Yaşam, bireylerin duruşunu ve karakterini birçok kez test eden bir yolculuktur. İnsanlar, bazen çevrelerinden gelen baskılarla, bazen de toplumun dayattığı normlarla şekillenmeye zorlanır. Ancak, bulunduğunuz yere, siyasi partilere veya başka herhangi bir dış etkiye göre şekillenmek, insanın kendi özüne ihanet etmesiyle sonuçlanabilir.
Kendi öz benliğini korumak, bugün daha da büyük bir mücadele gerektiriyor. Çünkü her birey, çevresindeki dünya tarafından belirli bir kalıba sokulmaya çalışılıyor. Sosyal medya, siyasi görüşler, toplumsal beklentiler derken, birçoğumuz farkında olmadan başkalarının bizden istediklerini yerine getirmeye başlıyoruz. Bu durum, kişinin karakterinin bozulmasına ve öz değerlerini yitirmesine yol açabilir.
Eğer bir birey olarak sağlam durmak ve "kim olduğunuzdan" ödün vermemek istiyorsanız, öncelikle kendinizi tanımalı ve kendinize sadık kalmalısınız. Birey, inandığı değerlerden vazgeçmeden, saygı ve nezaket çerçevesinde farklı görüşlere de açık olabilir. Ancak, başkalarının yönlendirmesiyle kendi benliğini kaybetmek, kişiyi zamanla kendi değerlerinden uzaklaştırır.
Bugün dünyada pek çok insan, bulundukları yere ve koşullara göre şekil almayı seçiyor. Bu seçim, kısa vadede rahatlık ve kabul görmek sağlasa da uzun vadede kimlik krizlerine ve içsel huzursuzluklara yol açabilir. Bozulmamak için yapılması gereken en önemli şey, kişinin "ne ise o olmasıdır." Kendinize, değerlerinize ve inandığınız doğrulara sadık kalın.
Şeklinizi bozmak istiyorsanız, bulunduğunuz yere ve çevrenize göre şekillenebilirsiniz. Ancak gerçekten kendiniz olarak kalmak istiyorsanız, dış etkilerden sıyrılıp özünüzde ne olduğunu hatırlayın. Dünyanın sizi yönlendirmesine izin vermeyin, aksine dünyayı kendi duruşunuzla yönlendirin.
Sonuç olarak, kim olduğunuzu unutmamak ve hayatı o doğrultuda yaşamak, en büyük erdemlerden biridir. Ne olursa olsun, neyseniz o olun; başkalarının sizi bozmasına izin vermeyin.