ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜ BARIŞA SES VERMELİ
Misbah Hicri

ÜLKE BÜTÜNLÜĞÜ BARIŞA SES VERMELİ

Bu içerik 1764 kez okundu.

Hak ihlallerine, baskılara, tutuklamalara ölümlere karşı suskun kalmak değil; sesini  “barış” diye yükselterek, ülkenin bütünlüğüne taraf olmaktır. Yaşanan acılara rağmen “af edici” olmak, yanlışlarla yüzleşerek ülkenin huzurunu barışta aramak... Savaşın bıraktığı cesetleri sürüklemek, üzerinde fotoğraf çekmek, kadın cesetlerini teşhir etmeyi kim, nereye sığdırabilir.  Bu sağduyulu her insan üzerinde dahi kötü etki yapmaktadır. Tüm yapılanların daha çok kin ve öfkeye sebep olacağı gerçeğini anlamak lazım... Askerin ve polisin ölmelerine tahammül etmediğimiz gibi onlarca cesedin yakılması da kabullenmez bir gerçektir. Ölümlere karşı çıkmayanlar insanlıklarından utansınlar.

 

Ülke gerçeği yaşamın realitesini görmek hepimizin görevidir. Ancak elbette çağrıda bulunmak bir insani görevdir. Din adamları inancımız gereği sarığınız, cübbenizle toplum için saygınsınız. Allahın emerlerini söyleyerek ölümlere karşı barıştan yana olunuz. Bürokratlar da bu çağrın içindedirler. Hayvan severler, doğa sevgisi adına uğraş verenler, tarihin derinliğinden gelen kültürel mirasa sahip çıkanlar, hepimizin mutluluğu ülkenin huzur bulmasıdır. Yaptığınız hiçbir iş insandan kıymetli değildir. 

Kürt politikası kim çevreler tarafından eleştirilse de; bu gün çeşitli il ve ilçelerde yaşanan ölümler, baskılar, şiddet ve tahribatlar olmasaydı önemli bir ilerleme vardı. Ancak  ülke menfaatine uygun; bir adım geri, iki adım ileri yürüse de ilerleme kabul edilmekteydi. Bu son olağan üstü hal, sokağa çıkma yasakları, bölge halkını karamsarlığa itmiştir.

Demek istenilse ülkenin menfaati en iyi şekilde insanlar savunabiliyor. TRT Kurdi açıldı. Artuklu Üni.de Kürtçe bölümün açılması (öğretmenler atanmasalar da) devlet yapmak isterse başarabiliyor. Newroz kutlamalarının serbest olması, kansız ve gözyaşsız geçmesi... “Kürt” ve “Kürdistan” kelimeleri serbest edildiği gibi dinen uygun görülmeyen “andın”  okutulmasının men edilmesi... Sarı, yeşil, kırmızı renkler uluslar arası renkler olmasına rağmen  Kürtler için yasaklıyken kullanılması... “Öğretmen yok” diye seçmeli Kürtçe dersi verilmese de ismi var. Haksızlığı önlemek, adaletli olmak başarı ve mutluluğu getirir.

Barış düşmanca tavırlarla gelmez.  "Türksen övün, değilsen itaat et" sözleri "ya sev ya terk et" söylemini geride bıraktı. Oysa kardeşlik ve birlik mesajları ne güzel olurdu.

Yanı başımız da bir süren, ülkemizi de içine alan bir savaş sürerken ibret almalıyız. Yıllarca ülkemizde bizleri fazlasıyla tedirgin eden ve en son  “barış” adına ölen ve yaralananlar bizleri acının derin girdabında gark etmiştir. Her gün ölümün kara haberleriyle, hüznü, acıyı kanıksadık. Doruk noktaya çıkan katliamlar, halkları “barışsever ve barış karşıtları” diye ikiye ayırdığı gibi bin yıldır birlikte yaşayan halklar arasında çatırdama seslerine neden olmaktadır.  

Hep yabancı ellerin ülkemizi karıştırdığını söyler dururuz. Hele bir farklı kimliklere gösterdiğimiz hoşnutsuzluğu, hoşgörüsüzlüğü ortadan kaldıralım… Ulusalcı düşüncenin resmi ideolojisinden vazgeçelim…  Kendi düşüncemiz ve ellerimizle ülkeyi bir donatalım da; o zaman iç barışın baltalanma sebeplerini yaşanan gerçekleri görürüz.

Hepimizi derinden etkileyen ülke bütünlüğüne kast eden olaylardan doğan acıları dindirme zamanıdır.  Yaşanan travmalara son verme zamanıdır. Bizi acıya bulayan olaylar, hepimizi derinden yaralayan ölümlerin birbirinden aslında farkı yok. Çünkü herkesi bir ana doğurdu ve herkesin bir ailesi var. Herkes kendi ailesi için değerlidir. Hepsinin arkasında yetim, öksüz çocuklar, dul gelinler bırakmaktadırlar.  Ah keşke demesek...

Bir çaresizlik içindeyiz. Gözyaşlarının rengi aynı olan annelerin, ağlamasını maalesef önleyemiyoruz.  Bu ülkede etnik aidiyetleri farklı olanların gerçeği inkâr edilmez.  Herkes kendini nasıl hissediyorsa o hissettiği gibi yaşasın. Kimseyi kendileştirme gibi bir hakkımız olmamalı. Kimileri cevap kabul etmezse bile, bunlar yaşamın gerçekleridir. Sizler Kürtleri hangi platformda haklı bulup dinlediniz de, Kürtler yanlış bir davranış içine girdiler. Acaba Kürtlerin Türkiye Cumhuriyeti’ni sahiplendiği, demokrasiyi savundukları kadar demokratik açılımlara sahip çıktıkları kadar kimler bu kadar samimi ve hoşgörülüdür?

Dünyada yankılanan barışın sesi, tüm haklılık ve haksızlığı susturmaya yeter sanırım. Barış hem tarafların suçluluğunu örtbas eder, hem haklılıklarını… Muhatap aramaya gerek yok sanırım. Nelerin istendiğini de sormak bir insanlık ayıbı. Sorun çözülmeye başlansın muhatap kendiliğinden meydana çıkar. Yeter ki samimi ve güvenirlilik ortada olsun.  

 

DİĞER YAZILAR
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Seyyithan Atilla:
Seyyithan Atilla: "1 Nisan'da Hizmet Dönemi Başlıyor"
Siverek 'te kaza: 3 ölü, 6 yaralı
Siverek 'te kaza: 3 ölü, 6 yaralı