3 MAYIS  DOSTLUK  GÜNÜ
Misbah Hicri

3 MAYIS DOSTLUK GÜNÜ

Bu içerik 1731 kez okundu.

Artık ırkçı söylemler eskisi gibi rağbet görmediği için “3 Mayıs Türkçülük Günü” öyle sesli bir şekilde, ne Türkiye’de ne kendini kardeş ülke ilan eden Kıbrıs’ta,  ne de Azerbaycan'da  kutlandı. Ülke dışında da konsolosluk ve benzeri kuruluşlarda artık eskisi gibi şatafatlı söylemler olmadığı gibi böyle bir günün varlığından bile kimse habersiz.

 

Haber konusu;  “Türkçülük Günü” adı altında yapılan yürüyüşlerde geçmişte bir ilde sadece hedefleri Kürtlere saldırmak olmuştu. Bunun nedenlerinin başında Türkçülüğü bir asimilasyon ve üstün olma anlamında kullanılmasıdır. Yaşadığımız ülkede kendinden başka bir milletin varlığından rahatsız olduğu ve başka kimseleri tanımadıkları bir üstünlük vasfı olarak görenler ezber bozmak zorundadırlar. İtidalli olmak; ülkenin menfaatini, ülke vatandaşlarının huzuru ve mutluluğu içindir.

           

Sağ dediğimiz, ırkçı tutumları ile bilinen şovenliği kendine meslek edinin bir-iki partinin kutladığı, bu gün aslında Türkçülüğü dünyaya kabul ettirme değil de daha çok ülkede yaşayan halklara Türklüğü bir baskı aracı kullanma ve kendilerini zorla kabul ettirmedir. Bunu hal ve hareketleri ile yaptığı gibi söylemleri ile de ortaya koymaktadırlar.

 

Dağlara taşlara yazılan “Ne mutlu türküm diyene” yerine “birlikte güzel günlere” denilseydi bu günlere gelinir miydi. Hani halkımız arasında yaygın bir deyim var. "Bil beni bilim seni" sözünün yanında değer vermenin bir erdem olduğunu bilmeliyiz.

Mutlu, kardeşçe yaşamın sürdürüldüğü bir Türkiye’de,  böbürlenmek ve üstün bir ırk olduğunu söylemek için mutlaka üstünlük taslayan bir söz söylemeye gerek var mıdır. Söylenen kimi söylemlerin Türkiye’de yaşayan halklara karşı bir göz dağı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu şoven söylemlerden vazgeçip barış ve kardeşlik mesajlarını geliştirme çabası ülkenin hayrına ve mutluluğunadır.    

 

Her ne kadar “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” denilip kendi kendilerine masumiyet karinesine sığınıp yalnızlaştıkları, etraflarında ki herkesi düşman görseler de insanları insan eden onların ırkları değil; onların insanlık vasıflarıdır. Dünyada bunca mazluma yapılan yardımlar ne dinlerinden ne milliyetlerinden dolayıdır. Tek özellikleri insan olmalarıdır. Bunun örneklerini her gün dünyada yaşanan felaketlerden ve savaş mağdurlarına yapılan yardımlarda görüyoruz. 

            Keşke bu Türklük; Türkiye’yi birlikte kurdukları, ülke sınırları içinde halklara düşüncelerini zorla empoze etmek onları kimliksizleştirme adına asimile etmek, kendileştirme, baskı ve zulmü dayatma aracına dönüştürülmeseydi. Türklüğü şiddet, imha ve inkâr olarak kullananların ilahi emirlerden nasiplerini almadıkları bir gerçek.

            Çekilen nutuklarda "Türk doğuştan üstündür, kabiliyetlidir. Zekâsı ve askeri dahası ile gücünü asil kanından alır," demelerin tartışmasına girmiyorum. Çünkü dünyaya baktığımızda dünyada bu kadar icat ve başarıları olan milletlerin kendilerini paye biçmemeleri övünmemeleri takdir edilir. Bizde ise inancımız gereği “üstünlüğün takva ile olduğunu” anlamış olmamız  yeterlidir.  

            Türkçülüğün önderlerinden biri olan Nihal Atsız; “bir milletin geçmişini unutturmak onu yok etmenin ilk şartıdır. Dil bir milletin sembolüdür. O milleti bir arada tutan ve yok olmasını sağlayan biricik faktördür.” Hem bunları söyleyeceksiniz, hem ülke sınırları içinde yaşayan farklı halklara karşı adaletten, insan haklarından, kardeşlikten, barıştan, eşitlikten, gönülden birliktelikten bahsedeceksiniz!

           3 Mayıs “Türkçülük günü” ya da “milliyetçiler günü” olarak adlandırılsa da farklı milliyetleri öteleme, saldırı ve yok sayma günü, kendi ırkını üstün tutma günü değil de, başarı ve dayanışma, birlikte yaşama günü olmalıydı. Kendine saygı duyan insan karşısındaki insanda değer bulur. Saygı gösterme erdemine mazhar olur. İnsanlık her ırkın üstündedir. Ben diyorum; İnsanı insan eden soy değil huydur. Türk sözcüğünü tüm milliyetleri kapsadığını söyleyenler bir de kendini sen başka bir milletin yerine koy ve düşün. "En büyük harikamız, en yüksek şerefimiz Türk olmaktır." Diyenler başka birilerine ne kadar hakaret ettiklerinin sanırım farkında değildirler.

             "Türküm ve yalnız Türklük için yaşıyorum. O kadar ki Türk olmasaydım, kendimi dünyanın en bahtsız adamı sayardım..." diyen birisinin ne kadar bahtsız olduğunu, bizim kendi ırkımızla övünmek değil insanca yaşama erdemini öğrettiğine inanıyorum. İşte ben bunları okudukça kendi milliyetimin farkına vardım.  

Gaphaberleri.com Yazarı:Misbah Hicri 

            

DİĞER YAZILAR
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
A Doğal Gaz ve Elektrik A.Ş, ihalede 1. oldu
A Doğal Gaz ve Elektrik A.Ş, ihalede 1. oldu
Şenliklerde hentbol ve masa tenisinde kazananlar kupa ve madalyalarını aldı
Şenliklerde hentbol ve masa tenisinde kazananlar kupa ve madalyalarını aldı