“BARIŞ SONRASI BÜYÜK TÜRKİYE”
Misbah Hicri

“BARIŞ SONRASI BÜYÜK TÜRKİYE”

Bu içerik 1547 kez okundu.

Bu yazıya konu olan kitap, Mayıs 2014 yılında basılmış. Mecburi durumlar, teknik serencamlar, kitabın gecikmiş olması, biraz da ihmallikleri sayarsak bazı yazıların ertelenmesine neden olabiliyor. İşte bu yazının durumu da böyle...

Bu kitap yazıldığı dönem de Türkiye barış sürecinde ve barışın yapılması, demokratik siyasetin temel felsefesi, insan hak ve özgürlüklerin yapılanması, halklar arasındaki kardeşliğin şekil bulması için büyük uğraşlar verildiği tarihi bir süreçti. Yazmakta geç kalmış olsam bile barışın geç kalma diye bir sıkıntısı olamaz.

"Barış sonrası Büyük Türkiye" isimli kitapta heyecanını, düşlerini hayra yoran Hamit İzol sevinç ve umutla yoğunlaşmakta... Sevdaya dönüşen, mutluluğu sözlerine sindirmiş dikkate değer cümleler... Küçük Bir başlıkla da "Bin yıllık Türk-Kürt kardeşliği" demeyi de ihmal etmemiş. Kapak resmine gelince; "güneşe akın var akın" misali koşturan çocukların uçurtma havalandırmaları şenliği eşliğinde, el sallamalarını anlamlı buldum. Mutlu bir ülke, huzurlu bir halk, sevginin gök mavisi ile buluşma arzusudur.

Kitabın daha ilk sayfalarını çevirdikçe, buruk ve duygulu anıların okuyucu üzerinde bırakacağı derin etkisini hissediyorum. Ya o evlerine ateş düşen anne ve babalar... Ya dul kalan gelinler ve yetim, öksüz olmanın verdiği boynu büküklük... Onların içler acısı hallerini görüp o acıyı paylaşmamak mümkün mü? Feryatların, çığlıkların, yakarışların yüreklere sinmiş sessizliğini paylaşması bir alicenaplık ve barış için referans...

Sayfalar çevrildikçe barışı taçlandırmak isteyen onlarca Kürt'ün-Türk'ün düşüncesini görünce insan büyük bir haz alıyor. "Memleketimde otuz yıldır süregelen kardeş kavgasında hayatını kaybedenlerin anısına" diyerek bu ülkede yaşayan kederli aileleri de yeniden toplumun sesi yapma yolunda büyük bir uğraşa girdiği gerçeğini görüyoruz.

Doğruları anımsamak, açmazların aşılması adına, hukuk bilinci olan toplumlarda birlik ve ittifakın sesi gür çıkar. Aykırı fikirlerle donatılmış toplumların yaşamı gasp edilerek kendileştirme olgusunun baskısı çoğalır. Oysa insan yaşamını, barışın güzelliği daima başat edilmeli, çünkü özgür toplumların yaratılmasında en büyük etkendir.

Yazar İzol "Gecikmiş bir gönderi" olarak imzalayıp gönderdiği kitabı imzası yanında birde kitabın içinde ismimi anarak yer verdiği teşekkür yazması beni fazlasıyla mutlu etti. Keşke bu kitabı yazdığında; önsözünde paylaştığı gibi "tek nedeni Türk-Kürt kardeşliğinin güçlenmesi, hükümetin başlattığı barış sürecinin sekteye uğramadan sonuçlanması, kardeşkanıyla sulanan topraklarımızın susuzluğunu gidermek adına toprakların kanımızla değil barajlarımızla sulanması" şeklindeki dileği yerini bulsaydı...

Hamit İzol'un kalemi tükenmez. Onun istekleri, onun arzusu, konuşturduğu Türkiye'nin dört bir yanında ki insanların sesini ve soluğunu yüreklerinden geldiğince yansıttığı önemli bir düşünüş. Toplumsal hoşgörüyü, dayanışmayı, birlikteliği, dilek ve temennilerini aktarırken, kitabın sayfaları arasına yaşanan derin üzüntünün unutulması, sevginin şekil bulması dileğiyle demekten başka şansımız yoktur.

Hamit İzol, sözlerini esirgemeden söylüyor. "Dağlanan ana-baba yüreklerinin acıyla değil sevinçle dolması ve kardeş iki ırkın arasındaki tarihi bağların anlaşılması için" yazdığını ifade etmesi, ülkenin selameti, toplumun huzur ve saadeti için verdiği uğraş takdire şayan...

Asimilasyon ve inkâr politikalarının yanlışlığına dikkat çeken, onun bu güne kadar yaşatılmasının bile yanlış olduğunu vurgulayan, birbirimizi yok saymanın fayda yerine zarar getireceğinin tespitini ortaya koymaktadır. Siyasi ve fikri gerilimler toplumsal uzlaşıyı, toplumsal barışı önemli şekilde etkiler. Onun için itidalli olmak, sağ duyulu davranmak, ihtirasların bastırılmasına neden olur.

Kan dökmenin verdiği zararı, ölümün toplum üzerinde ki derin yarasını bilen bir aşiret çocuğudur. Bir de bunun ülkede yaşayan halklar arasına yayılmasının tedirginliğini yaşaması; işte bu satırları yazmaya mecbur olduğunu göstermektedir. Bu mutluluğu arama, mevcut durumun verdiği rahatsızlık ve barışı yaldızlama adınadır. Bu bir öncülüktür. Bu öncülük toplumun yararına ve çıkarcı bir siyasetin karşısındadır.

Barış sürecini dondurulması, akan suların durmasını engellenmesi yazarı derinden etkilediğini görüyoruz. Her satır arasında barış mesajı vermesini ihmal etmemektedir. İlk barış mesajını sizlerle paylaşmak da fayda umuyorum. "Barışın gerçekleşmesi, kardeşliğin pekişmesi için milletçe hepimize iş düşmektedir. Bir birimizden korkmama ve birbirimize katlanma neticesinde oluşacak olan barış; güçlü bir Türk-Kürt kardeşliği yaratacaktır."

 

DİĞER YAZILAR
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Memleket Partisi'nden “genel merkez kapatıldı” iddialarına yanıt
Memleket Partisi'nden “genel merkez kapatıldı” iddialarına yanıt
Bakan Bak'tan milli sporcu Serkan Yıldırım'a tebrik
Bakan Bak'tan milli sporcu Serkan Yıldırım'a tebrik