Günlerce konuşuldu, toplantılar yapıldı ve nihayetinde özellikle mhp den ayrılanlarla İYİ parti kuruldu. Olayları ve yaşananları izleyerek yazma gereği duydum. “ İYİ parti” ismiyle kurulan amblemi olan güneşle ısıtacak, ışınları ile ışık olacağı umudu taşınmaktadır. Çeşitli il ve ilçelerde parti kuruluşları sürmekte ise de daha ilimizde ve ilçelerde tabelası yok… Uzakta kumanda ile parti kurma devri bittiğini bilmelidirler. Üst düzeyde yetkililerin gelip yerinde çalışması oradaki halka verilen değerdir. Yoksa tanınan bilinen bir kaç eski unvanlılar rahatlıkla kurabilirler.
İYİ parti kurulması ülkedeki siyasi yelpazede yer alması fazlasıyla önemli. İhtiyaç olup olmadığı bunu zaman belirleyecek. Kimileri bu partiyi kurtuluşa açılan kapı olarak görmektedirler. Onun için başka yerde yer bulamayanlar burada yer edinme çabasındadırlar.
Daha yeni olmasına rağmen bazı çatlak sesler duyar olduk. Bu parti mhp'den farklı halkın istek ve arzularına cevap olacağı düşüncesi hâkimdi. Dört eğilimli bir çabayla oluşturulurken daha amacına ulaşmadı gibime geliyor. Kadrolara ağırlıklı olarak mhp den ayrılananların getirilmesi parti sıkıntılı günler yaşıyor. Bu Normal karşılanmasa da halk arasında yaygın bir deyim var. “Kervan yolda düzelir.”
Eğer her çevreyi kucaklayacak ve halkın derdine derman olacaksanız fazlasıyla fedakârlık etmek zorundasınız. Samimi partililer hayret ve üzüntü içinde seyrederken öfkelerinin suskunluğuna gömülmüşlerdir. “Bizim dediğimiz gibi olmuyor.” Sözleri umutsuzluk ve bıkkınlık getiriyor. Tanıdığım ve İYİ partinin kurulmasını dört gözle bekleyen partililer hüsrana uğramış durumda. “Herkes köşe kapma derdinde. Oysa biz halkın gönlünü kazanmak için kucaklayıcı olmak zorundayız, iktidara kim muhalefetse o bizim dostumuzdur” şiarıyla hareket edilmeli…”
Bir başka düşünce; “Eğer bir parti iktidar partisiyle iktidar yandaşlığı yapıyorsa onun varlığı tartışılmaz. O zaman hizmet ettiğimiz ideallerimiz sorgulamak zorundayız. Onlara niçin sahip çıkıyoruz. Onun için İYİ partinin kurulması gerekli” diyerek bir güç oluşturma çabasına girdiler. Ancak çıkarlar ön plana çıkınca, koltuk sevdalıları da boy gösterince başarı kolay elde edilemez.
Gelelim baraj konusuna; şimdiye kadar barajdan bahsetmeyen Bahçeli birden bire yüzde on barajı gündeme getirdi. Bir yaygara koptu. Yaptıkları anketlerle baraj korkusu yüreklerine sinmiş durumda. Bunun nedeni İYİ partinin kurulmasıyla başlayan korku ve telaş... “Bu baraj aşağı çekilmeli” dedi. Çünkü onun korkusu barajda boğulmasıdır. Ama can simidi gibi yetişen sözler ona güç verdi. Tek çare Ak parti ile seçim iş birliği…
Her parti kurulma aşamasında elbette pişmanlıklar, küskünlükler, sözünden cayanlar olduğu gibi menfaat görüp yön değiştiren, öteden beri siyaset tarihinin yaşanan cilveleridir. Yazılanlar ve söylenenlere bakılırsa İYİ partinin baraj derdi olmadığı gibi barajı katlayacak bir potansiyele sahip olduklarını analiz ve anketlerle belirtmektedirler.
Günümüz siyaseti samimi siyasetçileri, inanarak siyaset yapanları bir kenara ayırsak çoğunlukla çıkarcı bir zihniyet her yerde vardır. Kimileri de makamları işgal ederek egolarını tatmin derdindedirler. Şunu bilsinler ki onların başarıları değil, Ak partinin durumu onların gelişmesini belirleyicidir.
Halk, iktidar ve muhalefet her biri kendine göre bir çıkış ararken Yeni kurulan partilerde kendine burada yeni bir çığır açma çabasındadır. Hükümetin zam furyası devam ettikçe, ekonomiye bir çözüm getirmediği müddetçe din-devlet ülke demeyip geçim derdine düşenler çoğalır. O “vatan, millet, Sakarya” söylemleriyle işi yürütenler artık peşinde sürükleyecek kimseyi bulamazlar.
Yıllardır süren savaş, toplumsal bir handikaba dönüşmüş. Artık insanlar ölümlü haber duymak istemiyor. Akan kan yürek yakıyor. Bayraklara sarılı tabutların ardından akan gözyaşlarını akıtmak istemiyorlar. İYİ parti Kürt meselesinde bir belirsizlik içinde, bu işi sessiz götürme çabasında olmamalı. Aynı kaderi paylaşan bir Kürt halkı görmezden gelinmemeli. İnançsal, kültürel, düşünsel ve yaşamsal değerlere önem verilmelidir.
İYİ Partinin içinde canı gönülde çalışma arzusunda olan Kürtler mhp nin aksine yeni bir düşünce beklemektedirler. Artık günümüzde partiler olayları suskunluk içinde götüremez. Onu Türkiye kamuoyu ile paylaşmalıdırlar. Hele parti yeni kurulmuşsa!
Doğu ve Güneydoğuda bu düşüncelerle kardeşlik ve barış söylemleriyle güçler çatışması yerine toplumsal bir uzlaşı geliştirilirse ne ala, yoksa yolları taşlı, dikenlidir. Bu yolda ayakları kanar dikenleri çıkarmakla uğraşırlar. Kamuoyunun beklentileri bu yöndedir.